12 Ocak 2011 Çarşamba

Siyah Süt-Elif Şafak


Lohusa değilim.Hamile de değilim.Ama nedense depresyonun çeşitleri bu sıralar dikkatimi çekiyor.Kitap çok akıcı hemen bitti.Kötü bir dönemi yani postnatal depresyonu çoook güzel anlatmış Elif Şafak.Kitapta kendinden parçaları karakter haline getirip bizlere sunmuş.Ben çok keyifli buldum bu açıdan.Çünkü hepimizin içersinde kimbilir kaç karakter yaşıyor,bana bunu düşündürttü.
Bende bu sıralar dönüp zaten içime bakıyorken,kendimle bu kadar başbaşayken karakterleri çıkarabilirim.Dibe bu kadar inmişken,kendi özüne bu kadar yakınken,neler görüyoruz tahlil etmek lazım.En tepedeyken de unutmayalım diye :)
Bu arada güzel bir yaz tatiliydi.

6 Ocak 2011 Perşembe

Ayşegül Aldinç-Ağla

Dün sizin mahallenizden geçiyorken ben
Balkonda sabah keyfi yapıyordun sen
Bir kedi geçti önümden bir tren sesi
Her şey aynıydı şehirde ben değişirken
Sen yarına bakıyordun ışıl ışıl
Ben direniyordum düsmeğe kirpiğimden
Ağla agla öldüm bi yandan utandım
Sen hem çal hem oyna
Ben gitgide bulutlandım
Bundan böyle kolay üzülmem artık
Kimseyede düşman yazılmam artık
Zaten yarı yolda kaç hayat bıraktım
Batık şehirler gibiyim gezilmem artık
Pek bi memnundun halinden pek edalıydın
Hani ya sen herkesten daha vefalıydın
Önce öfke boğdu sonra ağıdım seni
Sen ne dünya nimetlerine sevdalıydın
Sen yarına bakıyordun ışıl ışıl
Ben direniyordum düşmeğe kirpiğimden
Ağla agla öldüm bi yandan utandım
Sen hem çal hem oyna
Ben gitgide bulutlandım
Bundan böyle kolay üzülmem artık
Kimseyede düşman yazılmam artık
Zaten yarı yolda kaç hayat bıraktım
Batık şehirler gibiyim gezilmem artık

SEZEN AKSU

Başka kim olabilir ki zaten :)

Kolay yemekler-6 Ocak 2011

Mutfağı çok seviyorum hatta uzun uzun vakit geçirmek benim için en büyük zevk ama bazen hızlıca yemek hazırlamak gerekebiliyor.Dün akşam da 40 dakikada şöyle bir menü oluşturdum.Fırında kabak ve patlıcan,tavuk şnitzel ve fırında patates...
Tavuk şnitzel zaten buzluktan çıktı.Diğerlerini de kısaca anlatayım.

Kabakları ve patlıcanların(2 kabak,2 patlıcan) kabuklarını alacalı bir şekilde soyup,ince ince dilimliyoruz.
Yağlı kağıdın üzerine diziyoruz,üzerini tuzluyoruz,karabiberliyoruz,200-230 derecede yarım saat kızarana kadar pişiriyoruz.
Bir tencereye yarım çay bardağı zeytinyağını kızdırıp,minik minik doğradığımız 1 adet soğanı yumuşatıyoruz.
Soğanlar yumuşayınca tencereye 2 diş sarımsağı,4 adet rendelenmiş domatesi ve tüm sevdiğiniz baharatları koyup altını kısıp pişmeye bırakıyoruz.
Fırındaki kabakları ve patlıcanları başka bir kaba aktarıp üzerine pişirdiğimiz hafif sulu domates sosunu döküyoruz.Hımmm... afiyet olsun

Patates için ise dondurulmuş patatesleri azıcık yağ ve vegeta ile karıştırıp fırın poşetine koyup,poşete kürdanla delikler açıyoruz.250 derecede 25 dakika pişiriyoruz.Hımm... afiyet şeker olsun yarasın :)

3 Ocak 2011 Pazartesi

Benim gündemimdekiler 3 Ocak 2011

*Televizyona hapsolmak berbat birşey ama bazen oluyor işte.Düşünmemek için,vakit geçirmek için,keyiflenmek için gidip o tuşa basıveriyorum.Yine öyle bir hapis akşamında
My One And Only-2009 yılı bir filme denk geldim.Bazen sıkıntıdan dur bakayım şimdi başlayacak filme takılırım belki diyorum.Film başladığında muhakkak bir şans veriyorum.Renée Zellweger'ın filmi.Bu kadın nedense bana güven veriyor.Muhteşem bir film değildi,ama keyifli vakit geçirdim diyebilirim.Film 50'li yıllarda kocasının kendisini aldatması sebebiyle iki yetişkin oğlunu yanına alıp seyahat etmeye başlayan bir kadını ve ilişkilerini anlatıyor.Saçlar,kıyafetler ve arabalar seyre değer bence.
Ondan önce de Fun with Dick and Jane-2005 vardı.Tabii ki de güldüm çünkü Jim Carrey başroldeydi.Ayrıca daha önce Spanglish filmindeki muhteşem performansıyla beni benden alan Téa Leoni de yine çok şekerdi.Kadının enerjisi bana geçiyor resmen.Birazda nevrotik tipleri oynuyor niyeyse :)
Maddi durumları gayet iyi olan bir karı-koca işlerinden oluyorlar ve herşey ters gitmeye başlıyor.Ve su tabancasıyla soygun yapmaya başlıyorlar.Ha ha çok eğlendim.
Bu filmlerin imdb puanları düşük ama puanı düşük diye izlememezlik yapmamalıyız değil mi?

*Aklıma gelen projeleri,fikirleri elbette ki en önemlilerini noterden onaylatmaya karar verdim.

*Çok kitap alıyorum ve birçoğu da yarım kalıyor.Başucumda Lüsyen,banyoda Uykusuz,salonda Türkan,Siyah Süt ve Çoluk Çocuk.Hepsini seviyorum beni saranı bir çırpıda yutuyorum.Lüsyen nedense ilerlemiyor,akmıyor ki Can Dündar'ın kalemini severim.Uykusuz zaten banyo,vapur,5 dk molalar için yaratılmış bir dergi her zaman akıyor.Türkan ölüm döşeğinde yazıldığı için biraz mola verdim.Siyah Süt doğum öncesi ve sonrasını anlatan bir kitap ama Elif Şafak artık tamamdır benim için.Süper anlatım.Çoluk Çocuk daha başlamadım.Ayrıca Osho'nun Korku adlı kitabını neredeyse yutuyordum meraktan :)

*Sıkıntıdan patladığımda neler yapabilirim ? Yaptığım şeyin sıkıntımı geçireceğinin garantisini veremiyorum ama denemeden de bilemem değil mi ? Hani nar reçeli ne zaman yapıcam ? Şimdi başlasam mı acaba ? Önce inip marketten nar alayım bari.Offf o narları nasıl sıkıcam şimdi.Ha cesaret kızım :)

*Sıkıntıdan patlayanlar,çatlayanlar diye bir kulüp açıcam yakın zamanda :)Çok üyem olur nasıl uğrasırım diye düşünüyorum.

Powered By Blogger

İzleyicim olur musun ?

Bu Blogda Ara